Bunun nedeni elbette AKP`nin Ortadogu`nun nasil bir bataklik oldugunu artik anlamis bulunmasidir. Sorumsuzca
ISID`e göz yumarak, „Suriye bizim ic isimizdir“ diyerek, Suriye ic savasina
müdahil olmanin bir faturasi olmasi gerekiyordu. Simdi
pabucun pahali oldugunu görünce AKP batakliga adim atmamak icin direniyor. Ama nafile. Artik Suriye`deki catismalarin Türkiye`yi etkilememesi mümkün degil.
Herkes cok iyi biliyor ki, AKP`nin destekleyici tavri olmasa ISID var
olamazdi. AKP, ISID`i Hamas gibi kolaylikla kontrol edebilecegini sanarak cok önemli
bir stratejik yanlisa imza atti. Üstelik bu yanlisinda uzun süre direndi.
Gelinen bu noktada
bircok sey kapsam ve sekil degistiriyor. Cözüm süreci zora girmis durumda. Cünkü Kürt
siyasi hareketi bir cirpida binlerce kisiyi sokaga dökebilecegini gösterdi.
Gelinen bu noktada
Kürtler cözüm süreci olmadan da bircok seyi elde edebileceklerini anladilar.
Dolayisiyla cözüm sürecine dönmek icin yeni kosullar öne süreceklerdir. Bu
sürec bitmeyecektir. Ama sekil degistirecegi muhakkak.
Barbarlikta sinir
tanimayan ISID`in Kürtlerin gücünü cok iyi tahmin edemedigi, Kobani`yi sadece Kobani`den
ibaret sandigi, bu haliyle dünyanin en strateji yoksunu, entellektüel acidan en yetersiz örgütü oldugu ortaya cikti.
ISID belki Kürtlerin cok genis bir hinterlandi
oldugunu, bu hinterlandin aslinda bütün Türkiye oldugunu, kendileri gibi köksüz
bir örgütün böylesi bir potansiyelin önünde duramayacagini hâlâ anlamamis
olabilir. Ama olaylar ona bu gercegi cok aci bir sekilde kavratacak.
Gelinen bu noktada Suriye Kürtleri ile Türkiye Kürtlerinin ortak kader
ve vatan algisi olustu. Artik bu iki ulus birbirlerinden
ayrilmayacakladir. Kürtler Türkiye`den de ayrilmayacaklarina göre, Türkiye
istemese bile Suriye`ye dogru genisleyecektir. Bu genislemenin Türkiye`nin
basini agritacagi da bir gercek.
Gelinen bu noktada
PKK; Türkiye, Suriye ve Irak Kürtleri üzerindeki etkisini artirdi. Barzani`nin etkisi
ise azaldi. Türkiye, Kürtlerin tek temsilcisi olarak PKK ile muhatap olmak
durumunda. Nitekim olaylarin yatismasi icin hükümetce Öcalan`dan sakinlestirici
bir mektup istenmesi bunun en carpici örnegi.
Gelinen bu noktada Suriye ve Irak devletlerinin parcalanmasi kesinlesti. Bagdat ve Sam yönetimleri
kendi kabuklarina cekilmis durumdalar. Ülkenin bütününe sahip olmak gibi bir
iddialari yok. Bir daha da olmayacak ve bir daha Türkiye sinirina kadar asla uzanamayacaklar.
Gelinen bu noktada
Esat rejiminin kaliciligi tescillendi. Sonunda Israil`in
istedigi oldu. Esad`in Israil`in en uslu müttefiki olacagindan ve yerinde
kalacagindan kimse kusku duymasin.
Gelinen bu noktada batik Suriye politikasinin mimari Davutoglu`nun 2015
secimlerini kazanmasi artik cok zor. Esad`in gitmesini isteyerek, Türkiye hâlâ birlesik
bir Suriye`ye oynuyor. Ama Esad`in bile böyle bir perspektifi yok.
Gelinen bu noktada MHP ile CHP arasindaki mesafe de acildi. Bu, bir CHP-MHP
koalisyonunun 2105 secimlerinden sonra gündeme gelmesinin zor olmasi demek. Kobani direnisi
karsisinda iki parti birbirine taban tabana zit tutumlar sergilediler.
Hali hazirda durum Türkiye acisindan tam bir fiyasko ve bu noktaya gelinmesinde AKP`nin Ortadogu konusundaki bilgisizligi en büyük etken.
Eger AKP gercekten Ortadogu`yu taniyor olsaydi; Misir`da Müslüman Kardesler iktidarinin devrilmesinin, tamamen Suriye merkezli bir siyasi manevranin parcasi oldugunu görürdü. Müslüman Kardesler`in siyasi sahneden cekilmesinin Özgür Suriye Ordusu`nu etkisizlestirecegini ve bu ordudan ISID`e genis katilimlar olacagini tahmin ederdi.
Eger AKP gercekten Ortadogu`yu taniyor olsaydi; Misir`da Müslüman Kardesler iktidarinin devrilmesinin, tamamen Suriye merkezli bir siyasi manevranin parcasi oldugunu görürdü. Müslüman Kardesler`in siyasi sahneden cekilmesinin Özgür Suriye Ordusu`nu etkisizlestirecegini ve bu ordudan ISID`e genis katilimlar olacagini tahmin ederdi.
Oysa AKP, ÖSO`dan ISID`e genis katilimlar oldugunu gördügü halde ISID
hakkinda umutlarini yakin zamana kadar inatla korumustur. Böylelikle tam
anlamiyla faka basti denilebilir. Esad tabii ki ISID`i besleyecekti. Ama AKP
Esad`in ISID`i neden besledigini bir türlü tam zamaninda anlayamadi.
Eger AKP gercekten
Ortadogu`yu yakindan taniyor olsaydi, Israil`in cözüm sürecinden nefret
ettigini ve bu süreci zorlamak icin Kürtlerin üzerine ISID`i saldirtacagini
bilirdi. Cünkü cözüm süreci denilen catismasizlik ortami, Kürtlerin Suriye ve
Irak`ta tehdit edilecekleri, ama direkt saldiriya ugramayacaklari varsayimi
üzerine kurulmustu. Kürtler direkt saldiriya
ugradiklarinda Türkiye`nin arkalarinda durmadigini, duramadigini gördüler. Cözüm
süreci de böylece zora girdi. Cünkü her siyasi birliktelik bir karsilikli koruma-kollama
taahhüdünü icerir. Bu taahhüt olaylar karsisinda sinanir. Cözüm sürecinin
icinin bos oldugu, ISID saldirilari ile ortaya cikti. Israil bu boslugu cok iyi
görüyordu. Ama AKP, Israil`in Ortadogu`yu daha iyi okudugundan habersizdi.
Her sey Misir`daki
darbe ile basladi denilebilir. Darbenin basariya ulasmasi Israil ve Esad icin cok önemliydi. Eger Misir halki kendi gelecegine sahip ciksaydi, bu, Israil ve
Esad`in oyun planinin cökmesi anlamina gelecekti. Büyük bir ihtimalle ÖSO
dagilmayacak ve ISID de ortaya cikmayacakti. Cünkü ISID`in panzehiri Müslüman
Kardesler idi. AKP, Mursi`nin bu kadar cabuk cökecegini tahmin edemedi. Müslüman
Kardesler dagilinca ISID benzeri asiriliklarin ortaligi kaplayacagini göremedi.
AKP`nin oyun planinda
yine de Sünnilerin ISID kadar asiri olmayan daha ilimli bir yönetime kavusturulmasi
cabasi var. AKP simdi ISID sonrasina hazirlik yapiyor. Ama artik vakti cok
azaldi. Sünniler üzerinden yapilacak ikinci bir siyasi manevrayi uluslararasi
konjonktür kaldirmayabilir. Cünkü AKP`nin Ortadogu`daki siyasi rakipleri,
basta Israil ve Iran, stratejik kazanimlari borclu olduklari ISID`i
AKP`ye yedirmezler.
Sonuc AKP icin yolun sonuna gelindigini gösteriyor. Maalesef Müslüman
Kardesler örgütü baglantili Suriye plani, düsünsel olarak ilk baslarda fena durmamasina ragmen cok
kötü tasarlanmisti. AKP`nin entellektüel yetersizligi bu planin düzgün calismasini
engelledi.
Bazen nerde durulacagini iyi bilmek gerekir. AKP icin durulacak nokta Misir`daki darbe idi. AKP, bu noktada durmadigi icin „sath-i mail“ e girdi. Simdi istedigi kadar yokus yukari kossun. Yercekimi onu istemedigi noktaya dogru cekiyor.