11 Ekim 2014 Cumartesi

AKP`nin Ortadogu`yu ögrenme süreci




Türkiye, birakin Suriye`ye askerî müdahalede bulunmayi, topraklarindan veya hava sahasindan Suriye`ye Kürtler lehine müdahalede bulunabilecek bir baska gücün gecmesine bile "hayir" diyor. Yillardir Türkiye, ISID üyesi militanlarin örgüte katilmak icin kullandiklari bir gecis yoluydu. Ne oldu da simdi birden Türkiye silahli güclerin gecisine „hayir“ demeye basladi?
Bunun nedeni elbette AKP`nin Ortadogu`nun nasil bir bataklik oldugunu artik anlamis bulunmasidir. Sorumsuzca ISID`e göz yumarak, „Suriye bizim ic isimizdir“ diyerek, Suriye ic savasina müdahil olmanin bir faturasi olmasi gerekiyordu. Simdi pabucun pahali oldugunu görünce AKP batakliga adim atmamak icin direniyor. Ama nafile. Artik Suriye`deki catismalarin Türkiye`yi etkilememesi mümkün degil. 
Herkes cok iyi biliyor ki, AKP`nin destekleyici tavri olmasa ISID var olamazdi. AKP, ISID`i Hamas gibi kolaylikla kontrol edebilecegini sanarak cok önemli bir stratejik yanlisa imza atti. Üstelik bu yanlisinda uzun süre direndi.
Gelinen bu noktada bircok sey kapsam ve sekil degistiriyor. Cözüm süreci zora girmis durumda. Cünkü Kürt siyasi hareketi bir cirpida binlerce kisiyi sokaga dökebilecegini gösterdi.
Gelinen bu noktada Kürtler cözüm süreci olmadan da bircok seyi elde edebileceklerini anladilar. Dolayisiyla cözüm sürecine dönmek icin yeni kosullar öne süreceklerdir. Bu sürec bitmeyecektir. Ama sekil degistirecegi muhakkak.
Barbarlikta sinir tanimayan ISID`in Kürtlerin gücünü cok iyi tahmin edemedigi, Kobani`yi sadece Kobani`den ibaret sandigi, bu haliyle dünyanin en strateji yoksunu, entellektüel acidan en yetersiz örgütü oldugu ortaya cikti. 
ISID belki Kürtlerin cok genis bir hinterlandi oldugunu, bu hinterlandin aslinda bütün Türkiye oldugunu, kendileri gibi köksüz bir örgütün böylesi bir potansiyelin önünde duramayacagini hâlâ anlamamis olabilir. Ama olaylar ona bu gercegi cok aci bir sekilde kavratacak.
Gelinen bu noktada Suriye Kürtleri ile Türkiye Kürtlerinin ortak kader ve vatan algisi olustu. Artik bu iki ulus birbirlerinden ayrilmayacakladir. Kürtler Türkiye`den de ayrilmayacaklarina göre, Türkiye istemese bile Suriye`ye dogru genisleyecektir. Bu genislemenin Türkiye`nin basini agritacagi da bir gercek.
Gelinen bu noktada PKK; Türkiye, Suriye ve Irak Kürtleri üzerindeki etkisini artirdi. Barzani`nin etkisi ise azaldi. Türkiye, Kürtlerin tek temsilcisi olarak PKK ile muhatap olmak durumunda. Nitekim olaylarin yatismasi icin hükümetce Öcalan`dan sakinlestirici bir mektup istenmesi bunun en carpici örnegi.
Gelinen bu noktada Suriye ve Irak devletlerinin parcalanmasi kesinlesti. Bagdat ve Sam yönetimleri kendi kabuklarina cekilmis durumdalar. Ülkenin bütününe sahip olmak gibi bir iddialari yok. Bir daha da olmayacak ve bir daha Türkiye sinirina kadar asla uzanamayacaklar.
Gelinen bu noktada Esat rejiminin kaliciligi tescillendi. Sonunda Israil`in istedigi oldu. Esad`in Israil`in en uslu müttefiki olacagindan ve yerinde kalacagindan kimse kusku duymasin.
Gelinen bu noktada batik Suriye politikasinin mimari Davutoglu`nun 2015 secimlerini kazanmasi artik cok zor. Esad`in gitmesini isteyerek, Türkiye hâlâ birlesik bir Suriye`ye oynuyor. Ama Esad`in bile böyle bir perspektifi yok.
Gelinen bu noktada MHP ile CHP arasindaki mesafe de acildi. Bu, bir CHP-MHP koalisyonunun 2105 secimlerinden sonra gündeme gelmesinin zor olmasi demek. Kobani direnisi karsisinda iki parti birbirine taban tabana zit tutumlar sergilediler.
Hali hazirda durum Türkiye acisindan tam bir fiyasko ve bu noktaya gelinmesinde AKP`nin Ortadogu konusundaki bilgisizligi en büyük etken. 

Eger AKP gercekten Ortadogu`yu taniyor olsaydi; Misir`da Müslüman Kardesler iktidarinin devrilmesinin, tamamen Suriye merkezli bir siyasi manevranin parcasi oldugunu görürdü. Müslüman Kardesler`in siyasi sahneden cekilmesinin Özgür Suriye Ordusu`nu etkisizlestirecegini ve bu ordudan ISID`e genis katilimlar olacagini tahmin ederdi.
Oysa AKP, ÖSO`dan ISID`e genis katilimlar oldugunu gördügü halde ISID hakkinda umutlarini yakin zamana kadar inatla korumustur. Böylelikle tam anlamiyla faka basti denilebilir. Esad tabii ki ISID`i besleyecekti. Ama AKP Esad`in ISID`i neden besledigini bir türlü tam zamaninda anlayamadi.
Eger AKP gercekten Ortadogu`yu yakindan taniyor olsaydi, Israil`in cözüm sürecinden nefret ettigini ve bu süreci zorlamak icin Kürtlerin üzerine ISID`i saldirtacagini bilirdi. Cünkü cözüm süreci denilen catismasizlik ortami, Kürtlerin Suriye ve Irak`ta tehdit edilecekleri, ama direkt saldiriya ugramayacaklari varsayimi üzerine kurulmustu. Kürtler direkt saldiriya ugradiklarinda Türkiye`nin arkalarinda durmadigini, duramadigini gördüler. Cözüm süreci de böylece zora girdi. Cünkü her siyasi birliktelik bir karsilikli koruma-kollama taahhüdünü icerir. Bu taahhüt olaylar karsisinda sinanir. Cözüm sürecinin icinin bos oldugu, ISID saldirilari ile ortaya cikti. Israil bu boslugu cok iyi görüyordu. Ama AKP, Israil`in Ortadogu`yu daha iyi okudugundan habersizdi.
Her sey Misir`daki darbe ile basladi denilebilir. Darbenin basariya ulasmasi Israil ve Esad icin cok önemliydi. Eger Misir halki kendi gelecegine sahip ciksaydi, bu, Israil ve Esad`in oyun planinin cökmesi anlamina gelecekti. Büyük bir ihtimalle ÖSO dagilmayacak ve ISID de ortaya cikmayacakti. Cünkü ISID`in panzehiri Müslüman Kardesler idi. AKP, Mursi`nin bu kadar cabuk cökecegini tahmin edemedi. Müslüman Kardesler dagilinca ISID benzeri asiriliklarin ortaligi kaplayacagini göremedi.
AKP`nin oyun planinda yine de Sünnilerin ISID kadar asiri olmayan daha ilimli bir yönetime kavusturulmasi cabasi var. AKP simdi ISID sonrasina hazirlik yapiyor. Ama artik vakti cok azaldi. Sünniler üzerinden yapilacak ikinci bir siyasi manevrayi uluslararasi konjonktür kaldirmayabilir. Cünkü AKP`nin Ortadogu`daki siyasi rakipleri, basta Israil ve Iran, stratejik kazanimlari borclu olduklari ISID`i AKP`ye yedirmezler.
Sonuc AKP icin yolun sonuna gelindigini gösteriyor. Maalesef Müslüman Kardesler örgütü baglantili Suriye plani, düsünsel olarak ilk baslarda fena durmamasina ragmen cok kötü tasarlanmisti. AKP`nin entellektüel yetersizligi bu planin düzgün calismasini engelledi.

Bazen nerde durulacagini iyi bilmek gerekir. AKP icin durulacak nokta Misir`daki darbe idi. AKP, bu noktada durmadigi icin „sath-i mail“ e girdi. Simdi istedigi kadar yokus yukari kossun. Yercekimi onu istemedigi noktaya dogru cekiyor. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder