5 Nisan 2014 Cumartesi

Cumhurbaskanligi secimleri

Aslinda bütün matematiksel oy hesaplari, Erdogan`in Cumhurbaskanliginin tam anlamiyla "ortada" oldugunu gösteriyor. Kaba matematikle Erdogan`a yerel secimlerde 19 milyon kisi oy verdi. Cumhurbaskani olabilmek icin ise 22 milyon oy gerekiyor. Yani daha bastan 3 milyon oy eksik. Türkiye`de oy kullanan insanlarin cogu Erdogan`a karsi.

Geri kalan 3 milyon oy, aslanin agzinda. Bu oy Kürtlerden gelebilir. Ama bunun icin Kürtlerin özerkligine kapi acmak gerekiyor. Böyle bir kapi acisin imasi bile Erdogan`in Kürtlerden gelecek oy kadar, MHP`ye dogru milliyetci ve muhafazakâr Türklerden oy kaybetmesi anlamina gelir. Dolayisiyla "özerklik" meselesi iki tarafi keskin olan bir bicaktir. Getirdikleri ve götürecekleri en iyi ihtimalle birbirine esittir, götüreceklerinin daha fazla olmasi da mümkündür.

Eger bu yol tercih edilise, yani cumhurbaskani olabilmek icin Erdogan Kürtlerle müzakere yürütürse, son ana kadar Kürtler kendisinden taviz koparmaya calisacaktir. Dolayisiyla Erdogan`la Kürtler arasinda bir borclu alacakli iliskisi kurulmus olacaktir.

Sadece bu "borclu" olma durumu bile AKP`nin MHP`ye Cumhurbaskanligi yolunda oy, daha dogrusu kan kaybetmesi sürecinin devam etmesi demektir. Onlara verilen her taviz, MHP`ye dogru AKP`den yeni bir blok oyun cözülmesi anlamina gelecektir. Ama bunun disinda verilen her taviz, bir sonraki tavizin kapisini actigindan, bir sonraki taviz icin baski siddetlenecek, bu nedenle Kürtlerden beklenen oy, bir türlü istendigi ölcüde gelmeyecektir. Gelse bile, ödünc verildigi icin ilk dönemecte yeniden anavatanina geri dönecektir.

Dolayisiyla özerklik meselesini geciniz bir kalem. Kürtlerden gelecek destekle cumhurbaskani olma projesinin zemini o kadar oynaktir ki, böyle bir zemin üzerinde bir siyasetcinin strateji belirlemesi zor, hatta imk^nsizdir.

Kürt acilimi AKP tarafindan maalesef toplumsal bir konsensüs anlayisi ile degil, ic politika malzemesi yapilarak yürütüldü. Acilimin daha basinda destek vaadiyle CHP`nin uzattigi el, Erdogan tarafindan tiksintiyle itildi. O noktadan sonra Kürt aciliminin ic politika malzemesi olarak kullanilmasi kacinilmazdi.

Erdogan bunu CHP`nin isin icine karismasini ve acilimin sayesinde Kürtlerden oy almasini önlemek icin yapti. Ama o noktada CHP-AKP isbirliginin yapilamamasi, Kürtleri karar verici azinlik konumuna getirdi.

Karar verici azinlik olmanin müthis bir toplumsal maliyeti vardir. Cünkü cogunlugun baskisini bu durumda üzerlerinde daha cok hissederler. Üstelik Türklerin kendi aralarinda anlasma olmadan, iclerinden bir kesiminin onlara verdigi taviz, digeri tarafindan en kisa zamanda geri alinir.

Bu nedenle bu tür köklü degisimler, bir toplum projesi olarak, toplumsun her kesiminin az veya cok destekledigi, desteklemeyenlerin ise marjinalize edildigi bir tarzda yürütülmelidir

Ama gelin görün ki, gelinen bu noktada Türk siyasetinin uzlasmaz celiskileri Kürtlerin en dogal haklarini ister istemez Türkiye politika arenasinin bir pazarlik ve denge unsuru haline getiriyor. Haklarin verilip verilmemesi bu pazarligin sonucunda karar baglaniyor.

Sonucta haklarin verilmesi gecikiyor ve bir haksizlik izlenimi doguyor. Bu izlenim de terörizmi beslemeye devam ediyor.  PKK terörünün yeniden baslamasi olasiligi toplumun üzerinde Demokles`in kilici gibi sallanmaya devam ediyor ve Kürt siyasetciler de bu tehdidi bir politika malzemesi olarak her firsatta kullaniyorlar.

Dolayisiyla büyük bir ihtimalle Kürtlerin haklarinin taninmasi konusu, önümüzdeki 4 aylik kisitli zaman süreci icinde karara baglanamayacak. Erdogan elindeki muhafazakâr olup MHP`ye kayma ihtimali olan Türk oylarini kaybetmemek, öte yandan Kürtlere de sirin görünmek icin belagat sanatina siginacak, bir öyle bir böyle diyecek ve Kürtler nezdinde Cumhurbaskani olursa onlara daha rahat taviz verecegi izlenimi yaratarak durumu idare etmeye calisacaktir. Bunun sonucu olarak Kürtlerden Erdogan`a tam destek hicbir zaman cikmayacaktir. Destek gelse bile bu, destek almak icin onlara verilen taviz oraninda Erdogan`in kendi tabanindan oy kaybetmesiyle sonuclanacaktir.

Yani o eksik olan 3 milyon oyun nasil elde edilecegi sorusu yine ortada duruyor.

Arinc`in yaratmaya calistigi "Erdogan`a Cankaya yolu acik" algisi da gercekle bagdasmiyor.

Ama öte yandan Erdogan özellikle Cemaat tarafindan cumhurbaskanligina dogru âdeta "itiliyor". Yolsuzluk dosyalari bunun en belirgin göstergesi. Erdogan`in kendi yarattigi ve keskinlestirdigi celiskiler yüzünden toplumu bir bes sene daha yönetemeyecegi ortada. Bu durumda en akilci secenek, Gül`ün olasi bir basbakan adayi olarak Cankaya`dan inmesi ve Erdogan`in ise aldigi %43,3`lük destek oyu`na ragmen, âdeta yangindan kacarcasina Cankaya`ya siginmasidir.

Bununla birlikte bu alternatif, mevcut oy paylasiminda ancak ikinci turda mümkün görünüyor. Erdogan`in ikinci turda secilmeyi icine sindirmesi güc görünüyor.

Geldigimiz noktada Gül, hem basbakan hem de cumhurbaskani adayi olarak, Erdogan`dan daha güclü konumdadir. Cumhurbaskanligina adayligini koymasi durumunda toplumun cogunlugu tarafindan secilmesi daha olasidir. Öte yandan basbakan olarak meydanlara inse de hem demokrat kamuoyu tarafindan daha cok kabul görecek, hem de Kürt aciliminda toplumun ihtiyac duydugu konsensüs arayisinda CHP`yle daha rahat müzakere edebilecektir.

Yani teraziye vurulsa, Gül`ün cumhurbaskanligi mi, yoksa basbakanligi mi Türkiye`ye daha gereklidir diye, Gül`ün basbakanliginin daha cok tercih edilecegi aciktir. Bir kere her seyden önce laik-demokrat kamuoyu Erdogan`in hakaretlerinden ve asagilamalarindan kurtulacaktir. Iclerinde Kürt acilimina taraftar olanlar, bu egilimlerini daha rahat ortaya koyabileceklerdir. Gezi türü toplumsal patlamalarin olasiligi azalacaktir.

Ama ne gariptir ki, Gül`ün basbakanligi önündeki en büyük engel, Erdogan`in ilk turda Cumhurbaskani secilemeyecegi gercegidir.

Bu durumda Erdogan ilk turda cumhurbaskani secilemeyecegini anlayinca, basbakan olarak yoluna devam etmek isteyebilir. O zaman da Türkiye kaldiramayacagi bir toplumsal gerginlik ve catisma olasiligiyla ve yolsuzluk haberleriyle patlarcasina dolu bir gündemle basetmek zorunda kalacaktir.

Akla yine MHP geliyor. MHP, Erdogan`a ihtiyac duydugu eksik oylari saglayabilir. Ama bunun icin de Erdogan`in Kürt acilimi aleyhine söylem gelistirmesi sart. Ya da bu konuda hicbir sey söylemeyip konuyu kendisinden sonraki AKP hükümetine birakmasi ve bu netameli konudan Cumhurbaskanligi secimi süresince uzaklasmasi gerekiyor. Iste o zaman MHP ve Cemaat, birlikte Erdogan`i cumhurbaskanligina tasiyabilirler.

Yani aslinda cumhurbaskanligi secimi süreci, sanilanin aksine daha catismasiz bir sekilde kendi yolunda ilerleyebilir. Fakat bunun icin gerekli olan, Erdogan`in dilini tutup insanlari kizdirmaktan vaz gecmesidir.

Bunu yapabilecek mi? Siyasi ömrünü catisma meraki yüzünden kendi elleriyle kisaltmis ve toplumun lideri konumunu bu nedenle kaybetmis bir insandan bahsediyoruz. Yapabilir de.

Öte yandan Türkiye`de toplumsal bir konsensüs olmadan Kürt aciliminin basarilamayacagi ortadadir. Bu durumda Erdogan`i acilim denkleminden cikarmak, Bati`nin da tercih edebilecegi bir secenektir. Erdogan acilim sürecinden uzaklastirilabilirse, CHP acilimda daha rahat rol oynayabilecek ve bir türlü ulasamadigi Güney Dogu illerinde daha serbestce örgütlenebilecektir. Bu sürec, AKP`ye güc kaybettirecek, belli. Ama kimse, hatta AKP`nin kendisi bile, cok güclü, yüzde 60`lar düzeyinde bir AKP istemiyor zaten.

Bir de su var: Kürt aciliminin getirdigi catismasizlik ortami topluma derin bir nefes aldirdi. Bu catismasizlik ortaminin sürmesi icin, Gül`ün basbakanliginda Türkiye`de yasayan insanlar modern bir toplum olmanin geregi olan kültürel kimlige saygi konusunda daha esnek davranabilecek ve bu sekilde CHP ve hatta MHP bile, ortak bir konsensüs etrafinda daha rahat birlesebileceklerdir.

Eger Türkiye bunu basarabilirse, ki Bati`nin da böyle bir Türkiye`yi destekleyecegi aciktir, iste o zaman Suriye`deki mülteci kamplarinda kapana kistirilmiscasina, her türlü insani ve tibbî yardimdan uzak yasamak zorunda birakilan ve kendileini ziyaret eden gazetecilere "Biz ölüyoruz burada" diye feryat eden insanlarin yardimina kosulabilecektir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder