11 Haziran 2015 Perşembe

MHP`den taktik hatası, AKP ve CHP erime sürecinde

Devlet Bahceli, daha seçim biteli birkaç saat bile olmamışken geceyarısı, siyasi kariyerinin en önemli hatalarından biri sayılabilecek bir konuşmayla koalisyona kapıyı kapattı. 

Aslında çok da haksız sayılmazdı. Erimek ve parçalanmak üzere olan bir AKP var karşımızda. Her ne kadar %40 oy almışsa da, bu oylar erimeden arta kalanlar. Yani %49`dan %40`a düşüş söz konusu. Hani, Davutoğlu diyor ya, Cumhuriyet tarihinde birkaç kez %40 geçilmiştir, o nedenle bu sonuç başarıdır, diye. Aldırmayın. Çünkü %25`ten 40`a çıkmış değilsin. 49`dan 40`a inmiş durumdasın. Bir erime var ortalıkta ve başaşağıya gidiş söz konusu. Ve bu baş aşağıya gidiş o kadar hızlı ki, %20`lere tekabül ediyor. Çok yakında AKP diye bir şey kalmayacak ortalıkta. MHP bunu biliyor. MHP`nin geçmişte çökmek üzere olan partilerle yaptığı 2001`de iflas bayrağını çeken acı bir koalisyon deneyimi var. Sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yer misali şimdi de AKP`ye yanaşmakta güçlük çekiyor. Ama daha ilk saatlerde kendini oyunbozan konumuna düşürmek de gerekmiyordu tabii. Şimdi AKP CHP koalisyonu Erdoğan ve Baykal eliyle kotarılmaya başlayınca, bu şefer de geri adım atıyor. Koalisyon için şartlar ileri sürüyor. Güvenilir bir siyasetçi için kabul edilebilir sertlikte zikzaklar değil bunlar.

Ileri sürdüğü şartlar da aslında "şart" değil. 17-25 Aralık dosyalarının açılmasını istiyor. Bunu tartışmak bile gereksiz. Çünkü her üç muhalefet partisi de bunu istiyor ve meclis açılır açılmaz zaten bu dosyalar da açılacak. Bu dosyaların açılması için oy vermeyen muhalefet partisi siyaseten intihar etmiş sayılır. Bu dosyalar açılacak ve 4 bakan yüce divana sevkedilecek. O halde bunu koalisyon şartı olarak öne sürmek gereksiz olduğu kadar, gülünç de.

Diğer şart daha da komik. Erdoğan şartı. AKP`den Erdoğan`ı dizginlemesini istemek "Yağmuru durdurabilir misin" demek gibi bir şey. AKP Erdoğan`a nasıl söz geçirsin.

Belki dişe dokunur tek şart çözüm süreci ile ilgili olanıdır. AKP`yi çözüm sürecinden alıkoymak çabasıdır. O zaman AKP Güney Doğu`dan tamamen silinecek ve buralar HDP`nin eline geçecektir ve koalisyonun Güney Doğu`da tabanı kalmayacaktır. Sadece o değil. Koalisyon aynı zamanda Türkiye`nin geri kalan bölgelerinde de kitlesel desteğini kaybedecektir. AKP buna razı olur mu? Evet. Ama o zaman yolsuzluk dosyaları konusunda MHP`den destek istemek opsiyonu dogar. Kendimizi AKP yerine koyup şöyle bir düşünelim: hem MHP istedi diye geniş bir kitlenin (neredeyse %10`lara varacak olan bir dilimdir bu) desteğini daha kaybedeceksin. Toplumsal taban açısından %20`lere ineceksin. Hem de üyelerinin önemli bir kısmının yolsuzluk dosyaları nedeniyle aslanların önüne atılmasına sessiz kalacaksın. Yani hem erime, hem de parçalanma. Çarmıha gerilmek gibi bir şey. Bu nedenle AKP MHP koalisyonu abesle iştigal anlamına geliyor bugün. Belki de bu opsiyonun üzerine kocaman bir çarpı işareti koymak en iyisidir. Zaten MHP iktidar ve icraat değil sadece bir tepki ve direniş partisidir. MHP`nin yeni modern Türkiye`yi kucaklamak ve yönetmek gibi bir derdi asla yoktur ve aslında hiçbir zaman da olmamıştır. Proje ve yeni fikir konusunda da MHP en kısır partidir bunun doğal bir sonucu olarak.

AKP iktidarda kalmak istiyor. Bu nedenle ister istensin isterse istenmesin, AKP CHP koalisyonu yine de en mümkün olanıdır. Bu aritmetik bir gerçektir. Bir kere bu koalisyon yolsuzluk dosyalarının acılmasının yaratacağı deprem etkisi hafifletir. Aslinda bu dosyalar cemaat etkisiyle çok abartıldı. Sanki Türkiye siyaseti pir-ü paktı da onu AKP kirletti gibi bir algı yaratıldı. Toplum bu dosyalara daha soğukkanlı bakmayı öğrenmeli. AKP CHP koalisyonu bu hafifletici etkiyi yapmak ve toplumu makul bir çizgiye çekmek için mükemmel bir araç.

Davutoğlu`nun Erdoğan`ın koşullandırmasıyla gölgelenmiş olan bilgeliği ve bilim adamı kimliği, olaylara duygusal değil akılcı yaklaşım yeteneği bu aşamada devreye girip CHP ile hatta belki de Türkiye`nin en uzun koalisyon deneyimini başlatabilir. Ayrıca kavga etmeyi ve birbirinin kuyusunu kazmayı düşünmeyen bir koalisyon Türkiye`nin dış dünyaya karşı, zaten seçimlerle iyice parlamış olan demokratik performansının, daha da belirginleşmesini sağlar. Bu da az buz bir şey değildir aslında. Çünkü Türkiye gibi dışarıdan borçlanmaksızın ekonomisini devam ettiremeyecek durumda olan bir ülke için dış görünüm hayatî derecede önemlidir.

Ve nihayet başkanlık tartışmaları ve yargı üzerinde kurulmaya çalışılan baskı ile iyice yıpranmış olan devlet kurumları bu koalisyon sayesınde rahat bir nefes alır. Çözüm süreci ilerler. Hatta yeni bir anayasa bile mümkün hale gelir. Ancak bu koalisyon yine de HDP`nin yükselişini engelleyemeyecektir. Çünkü artan demokrasi ihtiyacı AKP`nin artık daha fazla iktidarda kalmasını imkânsız kılacak derecede fazladır. HDP`nin tek başına iktidara gelecek şekilde yükselişi AKP/CHP koalisyonunu yıpratacak ve sonunda koalisyonun bitmesine neden olacaktır. Çünkü HDP, AKP`den de CHP`den de oy alabilecek bir partidir ve AKP ile CHP`nin HDP`nin önünü kesmek için ellerinde neredeyse hiçbir araç yoktur. 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder